"Rızkınız göklerdedir"
İnsan olan tarafımızın cennet sofralarına ihtiyacı vardır. Güzellik, bilgi ve iyilik İlâhi rızıklar olarak cennetten bize gelir.
Zâriyat suresi 22. ayetinde şöyle buyruluyor: “Rızkınız ve size vaad edilenler göktedir.”
Tarih boyunca insanlığın sorunlarından biri de her türlü sosyal ve ahlaki yozlaşma olmuştur. Bunlar baskı, saldırganlık, hile, yalan, adaletsizlik, zorlama ve diğer şeytani sıfatlarla günümüze kadar gelmiştir. Bu kısa ayet tek başına bir ilaç gibidir ve eğer insanlar ona inanır ve ondan yararlanırsa, ışığın gelmesiyle karanlıklar ortadan kalktığı gibi, bütün ekonomik ve dolayısıyla sosyal sorunlar da ortadan kalkar.
Bütün fitne ve fesadlar insanoğlunun dünyevi rızıklardan daha fazla faydalanmak istemesinden kaynaklanır. Herkes elinden geldiğince daha fazlasını almaya çalışır. İnsanoğlu gaflet içinde rızkını daha fazla artırmak için tamah, her türlü yalan ve hile ile daha fazla servet elde etmeye çalışır.
Bu ayette bütün insanların rızkının Allah’ın elinde olduğuna dair Cenab-ı Hak insanlara vaat edilen herşey üzerine yemin etmiştir.
Bu yeminin büyük bir azameti vardır. Çünkü tüm zamanlarda insanoğlunun isteklerini kapsar. Başka bir deyişle, Allah, insanların tarih boyunca aradıkları cennete yemin etmektedir.
Der ki: Bu dileklere yemin ederim ki, cennette sizin rızkınız Allah tarafından belirlenmiştir ve eğer size bir şey denildiyse, bu rızkınızı artırmanız için değil, görevinizi yerine getirmeniz içindir, çünkü çevremize şöyle bir bakarsak binlerce olguya ve binlerce insana borçlu olduğumuzu net bir şekilde anlarız. Yiyecek kıyafetlerimiz, yaşayacak bir evimiz, yiyecek yemeğimiz, okuyacak kitaplarımız, eğlenecek müziğimiz ve sanatlarımız varsa, hepsi bizim için başkaları tarafından hazırlanmıştır. Bir insan hiçbir zaman tüm fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarını tek başına karşılayamaz. Bu yüzden kişi kendini başkalarına borçlu hissetmeli ve karşılık vermeye çalışmalı ve başkalarına fayda sağlayan bir şeyler yapmalıdır.
Allah bir iş bahanesiyle bize takdir ettiği kadar rızık veriyorsa da, çalışmanın amacı rızkımızı artırmak değildir. Bu tür bakış açısıyla insan daha fazla rızık sahibi olamayacağını anlayınca hileler, aldatmalar, başkalarının haklarını ihlal de ortadan kalkacaktır. Hiçkimse bu yollarla dünyadaki nimetlerini artıramaz.
Eğer bu ayet insanların kalplerine işlerse kötü şeyler yapmaktan kurtulur ve başkaları için iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalışırlar ve Allahın kendilerine verdiği rızıklardan mutlu bir şekilde faydalanırlar.
Başka bir tefsirde bu ayet için gerçek rızkın göklerde olduğu söylenir. Yeryüzündeki nimetler hareket edebilmemiz ve yaşamımızı idame ettirebilmemiz için olan hayvani yönümüzdür. İnsani tarafımız ise güzellik, bilgi ve iyilik olan İlâhi rızka ihtiyaç duyar.
Hüseyin Muhyiddin İlahi Kumşei’nin “365 gün Kur’an ile sohbet” kitabından alıntıdır.
4115213
En çok konuşulan başlıklar 