Nûr suresi 37. ayeti: “Ticaretin de satımın da kendilerini Allah’ı anmaktan, namazı hakkıyla kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoyamadığı, gözlerin ve gönüllerin dehşetle sarsılacağı bir günden korkan kişiler;..”
İnsanların çoğu, fâni olan imtihan dünyasında ticarete, zanaata, zevk ve safaya dalarak Allah’ı unuturlar, namazları vaktinde kılmazlar, mala düşkünlükleri sebebiyle zekâtı ya hiç vermezler yahut da eksik verirler. Bunlar imtihan için verilmiş, âdeta imtihan sorusuna benzeyen dünya malına ve menfaatine aldanarak servet ve nimet imtihanını kaybeden gafillerdir. Allah’ın örnek gösterdiği, övdüğü, yaptıklarının karşılığını fazlasıyla vereceği, ayrıca karşılığı olmayan hesapsız lutuflarda bulunacağı kulları ise dünya-âhiret dengesini iyi kuranlar, ebedîyi fâniye, devamlıyı geçiciye, değerliyi değersize değişmeyenlerdir.
İnsanlar arasında yaşayan, ticaret yapan, bütün sosyal faaliyetlere katılan bazı kimseler vardır ki, hiçbir şey onlara Allah’ı anmayı unutturmaz, namaz ve zekattan alıkoymaz. Kalplerinin ve gözlerinin sabitlenip şaşkın olacağı günü de akıllarında tutarlar ve o gün, herkesin endişelenip ne olacağını görmek için etrafına bakacağı Allah'a kavuşma günüdür.
Kalpleri çarparak kendilerini hangi kaderin beklediğini merak ederler. Böyle bir günü düşünen insan, her zaman her şeyde Allah’ı zikreder ve O’nun iradesi dışında hiçbir şey yapmaz. İnsanın utanma, kusurları ve çirkinlikleri nedeniyle Rabbinin güzelliği ve sonsuz rahmetinin huzuruna varmaması ne büyük bir bahtsızlıktır.
Ayetin mesajı muhabbet ve aşka müşteri olarak onu satın almaktır. Yalan ve riyanın çürük mallarını terk etmektir. Ne mutlu o insanlara ki Allah onları büyüklükle anar ve onları yaşamın kahramanları olarak nitelendirir.
Fakire sadaka vermek, kişinin malını başkalarının malına karışmasından, insanın ruhunu mal, mülk, paraya düşkünlük ve bağımlılıktan arındırır. Hâlbuki pek çok kimseler, kötülük ve fesad ile kazandıkları parayla gösteriş ve hayır işleri yaparlar.
Bu nedenle doğru davranış, cömert olmak ve eylemin zahirine kapılmamaktır.
Hüseyin Muhyiddin İlahi Kumşei’nin “365 gün Kur’an ile sohbet “kitabından alıntıdır.
4113101